Yazıcı Baraj Gölü/AĞRI 1 Şubat 2015
K 39.47.23
D 43.10.13
Ağrı’ya karakış gelip çatmıştı, kış mevsiminin gelmesiyle birlikte Türkiye’nin doğu ucu artık kara teslim olmuştu. Şubat ayı ile genelde eksi değerlerde seyreden hava sıcaklıkları bölgede bulunan bütün su kaynaklarını donduruyordu. Daha önceden de kayak yapmış olduğum Ağrı şehir merkezine yaklaşık 12km mesafede bulunan Yazıcı Baraj Gölü’ne 2015 Ocak ayının sonunda yapmış olduğum bir keşif turunda baraj gölünün henüz tamamen donmadığını görünce oldukça şaşırmış ve bu fırsatı değerlendirmek için hemen Şubat ayının ilk haftasına bir kış kayak faaliyeti planlamıştım.
Kano-kayak sporuna başlarken yaptığım araştırmalarda bu sporun uygun malzemeler ile 4 mevsim yapılabildiğini görmüş ve özellikle Antarktika Bölgesi’nde yapılan gezi-keşif turlarına hayran kalmıştım. Özellikle kutup bölgelerindeki buz dağlarının arasında, muhteşem doğa manzaralarının içinde kürek çekmek istiyordum. Ancak böyle bir kayak turuna çıkmak şuan itibariyle pek mümkün görünmüyordu. Fakat ben bu duyguyu tatmak ve kışın kar ve buzların içinde kürek çekmek istiyordum. Belki Antarktika’ya gidemiyordum ancak yaşadığım coğrafyada kışları oldukça sert geçiyor ve bölgede bulunan tatlı su kaynakları donarak buz tutuyordu. Daha önceden de bir çok kez kayağımı indirip, kürek çektiğim bu suları kış mevsiminde de takip etmeye başladım ve özellikle bu göller tamamen donmadan önce bir faaliyet yapmayı planlıyordum. Ve işte beklediğim fırsat gelmişti, Ağrı Yazıcı Baraj Gölü şubat ayının ilk haftasında tam da hayal ettiğim gibi olmuştu, gölün bir kısmı buz tutarak donmaya başlamış ve hafta sonu hava sıcaklıkları + değerlere çıkarak kayağımı suya indirmek için oldukça elverişli hale gelmişti.
Gerekli hazırlıkları yaparak 1 Şubat günü kayağımı aracıma yükledim ve Baraj Gölüne ulaşmak amacıyla yola koyuldum. Kışın ortasında bu spora oldukça yabancı bu coğrafyada insanların şaşkın bakışları altında arabanın üzerinde ki kayakla yaklaşık yarım
saat sonra Yazıcı Baraj Gölü’ne ulaşmıştım.
Kışın kayak kullanımında en önemli nokta kıyafet tercihiydi ve bu mevsimde vücut ısısını korumanın en uygunu drysuit giymek olacaktı. Ancak gerek Türkiye’de pek bulunmaması gerekse de fiyatından ötürü drysuit’im yoktu ve bende yarı ıslak kıyafetlerle kendimi bu tura hazırlamıştım. Hava sıcaklığı yaklaşık +2 °C civarlarında seyrediyordu, su sıcaklığı ise yaklaşık +5 °C idi. Kıyafet olarak alttan 5mm neopren bahçıvan dalış kıyafeti
üzerine ıslanmalara karşı su geçirmez yağmurluk pantolon , üzerime ise termal içlik üzeri polar yelek ve suya karşı koruma sağlaması açısından drytop kullanıyordum. Ayaklarıma 5mm lik neopren dalış botu ve ellerime de 3mm lik neopren dalış eldivenlerini giydikten sonra bu soğuk sularda kürek çekmek için hazırdım. Daha önceden bu kombinasyonu kasım ayı sonunda kar yağışı altında Nemrut Kalderası’ndaki krater gölünde denemiştim ve ısı yalıtımı açısından oldukça başarılıydı.
Son hazırlıklarımı da yaparak kayağımı karların üzerinde kaydırarak göle yaklaştırdım ve bindikten sonra kayarak suya girdim. Havanın sakin olmasından dolayı su oldukça durgundu ve suyun üzerinde muhteşem yansımalar vardı. Durgun su üzerindeki her şeyi bir ayna gibi yansıttığından etrafımdaki bütün her şeyi çift görüyordum . Bir müddet kürek çektikten sonra gölün karşı kıyısında suyun donmaya başladığını gördüm ve ilerledikçe farkettim ki gölün
neredeyse yarıya yakını buz tutmuştu.
Hedefim baraj gölünün dolmasıyla bir kısmı sular altında kalan Başçavuş Köyü’ne ulaşmaktı ve bunun için yaklaşık 6 km’lik bir yolum vardı. Gölün üzerinde donarak buz tutan bölgeler adeta labirenti andırıyordu ve hedefime ulaşmak için buz kütlelerinin etraflarından dolaşmam gerekiyordu. Başçavuş Köyü’ne yaklaşık 2 km kala dar geçit bölgesine yaklaştığımda artık daha fazla ilerleyemeyeceğimi farkettim,
geçitin daralması sonucunda suyun tamamı donarak kalın bir buz tabakası oluşturmuştu.
Başçavuş Köyü’nde sular altında kalan caminin minaresine ulaşamasam da yarısı buz tutarak donan gölde oldukça keyifli bir tur gerçekleştirdim, havanın ve buzun soğukluğuna rağmen
bir hayalimi daha gerçekleştirmenin sıcaklığı ile muhteşem yansımaları seyrederek dönüşe geçtim.
Aracıma yaklaşıp kıyıya çıkmaya hazırlanırken kıyıdaki balıkçıların bana seslendiklerini farkettim. Yanlarına yaklaştığımda balık avlamak için serdikleri ağın bir kayaya takıldığını söylediler ve ben de ağı kurtarabilmek için yardımcı oldum, yaklaşık yarım saatlik bir uğraşın sonucunda ağı takıldığı yerden kurtarabilmiştik.
Yaklaşık 2 saatlik bir turun ardından kayağımı kıyıya yanaştırdım ve gölden çıktım. Kayağı araca yükleyerek doğruca dönüşe geçtim ve bir sonraki kayak turu için planlamaları yaparak Yazıcı Baraj Gölü’nden ayrıldım.